DÖKME OLARAK GELEN SIVI EŞYALARIN GÜMRÜK KIYMETİNE GENEL BİR BAKIŞ
4458 sayılı Gümrük Kanununa Bağlı Gümrük Yönetmeliğinin 733.maddesinde tarifi yapılan dökme eşyadan; maden cevheri, mineraller, hurda demir, kömür, hububat, hayvan yemi, küspe, çimento, suni gübre, mucur v.b.gibi ambalajlanmamış ve genellikle yüklenmesi ve boşaltması mekanik vasıta ve tesis gerektiren her nevi gaz, sıvı ve katı maddeler anlaşılır.
Dökme olarak gelen eşyadaki %3’ ü aşmayan özet beyan eksiklik ve fazlalıkları için takibat yapılmaz.(Güm.Yön. 733/e) Bu %3’lük oran, dökme eşyalara has bir opsiyonu ifade etmektedir; bir başka ifadeyle eşyanın tabiatı gereği firesinin, yoğunluğunun değişmesinin ya da ölçüm cihazları veya yöntemleri arasındaki tolerans farkının ifadesidir.
Söz konusu eşyaların ölçümleri draft yöntemiyle tespit edilmektedir. Bu yöntem şu şekilde yapılmaktadır:
Gemi limana yanaştıktan sonra gözetim firması yetkilisi, eşyanın bulunduğu tanklar içerisinde kaç metreküp eşya bulunduğunu hesaplamaktadır. Bu hesabı, tankın genel ölçülerini ve tankın içerisindeki malın derinliğini ölçerek yada tankın boş kalan kısmın ölçülerini kullanarak yapmaktadır.Daha sonra ilgili geminin yada ilgili limanın “yoğunluk (Kalibrasyon) cetveli” vasıtasıyla tonaj bulunmaktadır.
Tonaj = Hacim X Yoğunluk Katsayısı
Anlaşılacağı üzere tam verim almak neredeyse imkansızdır.Zira kimyasal ölçümler normal koşullar altında yapılır. Ortam, yoğunluk, sıcaklık v.b. gibi faktörlerin farklı olması ölçüm değerlerini de doğal olarak değiştirecektir. Çok uzun süredir takibini yaptığım bu tarz eşyaların, faturasında yazılı miktar ile ölçüm sonucunda çıkan miktarın bir kez bile olsun aynı değerleri vermediğini müşahade etmem, aşağıda geniş bir şekilde açıklamaya çalıştığım savımın ispatı açısından da manidardır. Kanaatime göre bu tarz eşyalarda meydana gelen eksiklik ve fazlalığın kanuni tahdidi olarak konulan % 3 lük sınır, yine söz konusu eşyanın tabiatından kaynaklanabilecek fireyi, ölçümler arası farkı veya da ortama göre değişen yoğunluk farklarını tolere etmek için konulmuştur ve çok isabetlidir. Ancak söz konusu %3 lük tahdidin; bazı gümrük idarelerince, sadece eşyanın özet beyan eksiklik veya fazlalık takibatı yapılıp yapılmayacağına delil teşkil etmesi açısından değerlendirilmesi, beyan sahipleri olarak bizleri oldukça zor durumlara düşürmektedir.
Uluslararası ticarette; bu tarz eşya satışlarında, faturada yazılı miktarlar üzerinden değil; birim fiyat baz alınarak alıcı ile satıcı arasıda yapılan satış sözleşmelerine itibar edilir. Zira satış sözleşmelerinde şöyle yada buna yakın manaları ihtiva eden bir şerh vardır: “Payment to be final and re-adjusted separately after discharge accordıng to out turn weights. (Nihai Ödeme, tahliyeden sonra ortaya çıkacak duruma göre yeniden değerlendirilecektir) Buradan da anlaşılacağı üzere satıcıya ödenen yada ödenecek nihai fiyat, söz konusu eşyanın faturasında yazılı olan miktar değil; boşaltma limanında, tahliyeden sonra ortaya çıkan yeni değerlere göre hesaplanan miktardır.
İthal eşyasının gümrük kıymetine esas alınacak kıymet; 12.02.1994 günlü 21847 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Antlaşması (GATT) nın yedinci maddesinin uygulanmasına dair anlaşmaya ilişkin yönetmelikte hangi esaslar çerçevesinde belirleneceği açıklanmış ve Gümrük Yönetmeliğinin 36 ile 42. maddeleri arasında izah edilmiştir.Bu çerçevede gümrük kıymetinin tespitindeki ilk yöntem “Eşyanın Satış Bedeli Yöntemidir (Gümrük Kanunu 24. madde). Buna göre ithal eşyasının kıymeti eşyanın satış bedelidir. Satış bedeli Türkiye’ye ihraç amacıyla yapılan satışta Gümrük Yönetmeliğinin 43 ile 44. maddelerine göre gerekli düzenlemelerin de yapıldığı fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır hükmü amirdir.
Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Antlaşması (GATT) nın yedinci maddesinin uygulanmasına dair anlaşmanın birinci maddesinde tanımlanan ithal eşyasının satış bedeli, bu eşyanın gerçekte ödenen veya ödenecek fiyatını esas alır.Bu maddeye ilişkin yorum notunda gerçekte ödenen veya ödenecek fiyatın, ithal eşyası için alıcının satıcıya yaptığı veya yapması gereken toplam ödeme olduğu belirtilmektedir. Bu nedenle fiyatın sonradan gözden geçirilmesini ön gören bir hüküm içeren satış sözleşmelerinde, ithal eşyasının satış bedeli, satış sözleşmesine göre belirlenecek ödenen veya ödenecek toplam nihai fiyattır.
İthali yapılan bu tarz eşyalarda gerçekte ödenen fiyat, satış sözleşmesinde yer alan veriler esas alınarak ölçüm sonucunda saptanmaktadır. Zira eşyanın miktarı, ithalattan sonra ortaya çıkan değişkenlere bağlı olarak farklılık arz etmektedir. Yukarıdaki açıklamalardan hareketle, dökme eşyalarda %3’ü geçmeyen özet beyan eksiklik ve fazlalıkları için takibat yapılmadığı gibi, Gümrük Yönetmeliğinin 733.maddesinin d-bendinin 1.fıkrasına göre fiilen bulunan miktar üzerinden işlem tesis edilmelidir. Çünkü;
1- Eşya miktarının gümrük idaresince tespit edilmediği ve rejim beyanının belgelerinde kayıtlı miktarlara göre yapıldığı durumlarda; yapılan tespit sonucunda ortaya çıkan özet beyan eksiklik veya fazlalıkları hakkında sadece özet beyan eksiklik veya fazlalık takibatı yapılır ve bu takibat sonucunda miktar farklılığı nedeni ile cezayı gerektirir bir durum ortaya çıktığında gümrük kanununun 234. maddesi uygulanmayarak; 237. maddesine göre ceza uygulanır (Güm.Yön.733/g). Yani cezai bir durum dahi söz konusu olsa bu ceza, rejim beyanında bulunandan değil; özet beyanı veren ilgili taşıt aracının sahibi, kaptanı veya temsilcisinden tahsil yoluna gidilmektedir.
2- Özet beyan takibatı neticesinde eşyanın fazlalığı veya eksikliği taşıt aracının sahibi, kaptanı veya temsilcisi tarafından yönetmelikte belirtilen şartlar doğrultusunda ispat edildiği taktirde:
A:Takibatın eksiklik ile ilgili olması halinde fiilen bulunan miktar üzerinden işlem yapılır.
B: Takibatın fazlalıkla ilgili olması halinde fazla çıkan kısmın vergileri ödenmek suretiyle eşya sahibine teslim edilir.
Bu nedenlerden dolayıdır ki dökme eşya takibatında %3’ü aşmayan eksiklik ve fazlalık için takibat yapılmadığına göre fiilen tespit edilen miktarlar üzerinden işlem yapılacağı aşikardır.
3- 11.07.2002 tarihli 24812 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 16 seri nolu gümrük genel tebliği (gümrük işleri) tam beyanlı yaygın basitleştirilmiş usulde yapılan işlemlerde, özet beyanın verilmesinden sonra evraklara göre rejim beyanında bulunulmaktadır.Tespit de bu aşamadan sonra yapılmaktadır.Yapılan tespit sonucunda ortaya çıkan özet beyan eksiklik veya fazlalıkları hk. da sadece özet beyan eksiklik veya fazlalık takibatı yapılır.(G.Y. 733/g) . Dolayısıyla mevzuatımıza göre söz konusu eksikliğin de fazlalığın da sorumlusu özet beyan verendir.Rejim beyanı verene düşen sorumluluk ancak fiilen bulunan miktarlar üzerinden işlemleri sonuçlandırmak olmalıdır.
4- %3’ü aşmayan özet beyan eksikliklerinde alıcıya intikal eden miktar, söz konusu özet beyanda ve ilgili faturada kayıtlı miktardan eksik olacaktır. Yani alıcı, faturadaki miktar kadar eşyayı, fiilen teslim almamıştır.Yurda girişi yapılmayan eşyanın vergisinin istenmesi;bir tarafta “vergilendirilen kazanç kutsaldır” mantığından hareket eden devlet yapısıyla, diğer tarafta olmayan üründen vergi alınması mantığı bir biri ile çelişmektedir.
5- Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Antlaşması (GATT) nın yedinci maddesinin uygulanmasına dair anlaşmanın 1.maddesinde tanımlanan eşyanın satış bedeli, bu eşyanın gerçekte ödenen veya ödenecek fiyatını esas alır.Bu maddeye ilişkin yorum notunda gerçekte ödenen veya ödenecek fiyatın ithal eşyası için alıcının satıcıya yaptığı veya yapması gereken toplam ödeme olduğu belirtilmiştir.Bu nedenle fiyatın sonradan gözden geçirilmesini öngören bir hüküm içeren satış sözleşmelerinde, ithal eşyasının satış bedeli; satış sözleşmelerine göre belirlenecek ve ödenen veya ödenecek nihai fiyattır.
Nihai fiyat, sözleşmede yer alan veriler esas alınarak saptanacağından fiilen ödenen veya ödenecek fiyat ticari faturada belirtilen fiyat değil; satış sözleşmelerinde yer alan eşyanın ithalinden sonra ortaya çıkacak değişkenlere göre tespit edildikten sonra bulunan fiyattır.
6- 11.07.2002 tarihli 24812 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 16 seri nolu gümrük genel tebliği (gümrük işleri)’nin 5. maddesinde Ölçü veya tartılarak tespiti yapılan eşyanın cins, nevi ve niteliğinin tespiti başlığı altındaki b-fıkrasında kıymetleri üzerinden vergiye tabi olması halinde, faturadaki satış bedeline göre gerçekleşen miktarı dikkate alınacağı belirtilmektedir. Ayrıca beyannamenin kapatılmasında da tespit edilen yeni miktar esas alınacağı belirtilmektedir.
Örnek (Ek-3): Manifesto:500.000 kg. Birim Fiyatı: 777 USD Fatura Kıymeti: 388.500 USD
Draft Ölçüm Tespiti=493.585 kg. Birim Fiyatı: 777 USD
Beyan (Fiilen ödenecek Kıymet): 383.515,55 USD
Vergiye esas alınacak tutar tespit edilen miktar üzerinden alınması gerekmektedir.
7- Mezkur tebliğin 6. maddesinde ithalat vergilerinin nakit olarak teminata bağlanması ve mahsup işlemleri başlığı altında konu tüm açıklığı ile ortaya konulmuştur. Buna göre beyan, evraklarda kayıtlı miktarlara göre yapılır. Tespitten sonra vergi tahakkukunun yeniden yapılması gerekiyorsa ilgili muayene memuru “Entegre Tarife Bilgilendirme” modülünü kullanarak yeni verilere göre alınması gereken vergi miktarını tespit eder. Yeni hesaplanan vergiler, daha önce tahsil edilen vergilerden yüksekse aradaki fark Gümrük İdaresi tarafından tahsil edilir.Düşükse iade edilir hükmü amirdir.
8- Gümrük Müsteşarlığı, Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2003/5 sayılı genelgelerinin 4. maddesinde dökme olarak gelen ve %3’ü aşmayan dolayısı ile takibata konu olmayan eşyanın, beyan sahibi tarafından Serbest Dolaşıma sokulmak istenmesi halinde ise her hangi bir ceza tatbik edilmeksizin,Gümrük Vergilerinin tahsil edilmesi kaydı ile Serbest dolaşıma sokulmasına izin verilecektir hükmü amirdir.
9- Gümrük Müsteşarlığı, Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 28.10.2004 tarih ve 29816 sayılı tasarruflu yazılarında Ataş Rafineri Gümrük Müdürlüğü Muayene Tahakkuk servisinin Gümrük Başmüfettişi Mehmet ERYILMAZ tarafından teftişi neticesinde düzenlenen 14/177 sayılı 19.03.2004 tarihli cevaplı raporunun 3. maddesi değerlendirilmiştir.Bu rapora göre dökme gelen akaryakıtlar için %3’ün altında kalan ve takibata konu olmayan kısmın da vergilendirilmesi gerektiği üzerinde durulmuştur. Gümrük İdareleri, söz konusu eşya ithalatlarında adı geçen müfettişin raporunu emsal göstermekte ve bizlerden de %3’ü geçmeyen noksanlıklara tekabül eden kısmın Gümrük Vergisini istemektedirler.
İlgili tasarruflu yazıda adı geçen müfettişin değerlendirmeleri uygun bulunmakla birlikte, mal mukabili yapılan ödemelerde tescil anında ibraz edilemeyen banka transfer yazısı yerine hangi miktar üzerinden ne kadar transfer yapılacağına ve transfer yapıldıktan sonra söz konusu banka transfer yazısının gümrüğe ibraz edileceğine dair bağlayıcı bir taahhütname alınarak işlem yapılması gerekmektedir hükmü amirdir.
Söz konusu eşyaların ödeme şekilleri, genelde peşin, vesaik mukabili veya vadeli akreditif şeklindedir ve banka transfer yazıları serbest dolaşıma giriş beyannamelerinin idareye verildiği tarihte mevcuttur ve beyannameye eklenmektedir.Her ne kadar söz konusu transfer, faturadaki değer üzerinden yapılmakta ise de satıcı ile alıcı arasındaki “ satış sözleşmesine” istinaden tespit neticesinde ortaya çıkan nihai fiyat baz alınmaktadır.Yani fiilen ödenen veya ödenecek fiyat tespit neticesine göre kesinlik kazanır.Bu durumda fiili ithalattan önce yapılan fazla transfer, yurda geri getirilmekte; eksik transfer yapılmış ise ek transfer yapılmaktadır. Kısacası satıcının malı alıcıda; başka bir ifadeye ile de alıcının parası satıcıda kalmamaktadır.
Bu nedenlerden dolayıdır ki gümrük vergisine esas alınacak kıymet, satıcıya fiilen ödenen kıymet olacağından ilgili müfettiş raporunun, bu tarz ithalatlara emsal gösterilmesinin uygun olmayacağı mütalaa edilmektedir. Zaten söz konusu rapor sadece Petrol Ürünleri Satışları için düzenlenmiş olup, bu tarz eşyaların ithali, usulsüzlüklere tevessülün en fazla olduğu ithalat kalemini oluşturduğundan ayrı bir hassasiyetle dikkatler konu üzerine çekilmiştir. Ayrıca yönetmelikler, tebliğler, genelgeler, tasarruflu yazılar v.b. gibi 4458 sayılı Gümrük kanununa dayanılarak yetkili idari makamlarca çıkarılan her türlü mevzuat; yine aynı makamlar tarafından ortadan kaldırılabilir veya değiştirilebilir. Ancak kanuna aykırı olarak yürürlüğe ve uygulamaya konulamazlar. % 3’ü aşmayan noksanlıklarda uygulanacak takibat, (07.12.2004/33326 günlü/sayılı tasarruflu yazı) ve ispat edilememesi halinde fazla alınan vergilerin geri verilmemesi kanun ve yönetmeliğin ilgili maddelerinde işaret edilen ve açıklanan hükümleri ile çeliştiği ve hatta, kanun ve mevzuat hükümlerini askıya aldığı çağrışımını akla getirmektedir.
10- Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Genel Müdürlüğünün 07.12.2004 tarihli 33326 sayılı “tam beyanlı yaygın basitleştirilmiş usulde mahsup” konulu tasarruflu yazılarında tam beyanlı yaygın basitleştirilmiş usulde nakit olarak teminata bağlanan ithalat vergilerinin mahsup işlemlerinde tereddütlerin yaşandığı belirtilmiş; %3’ün altında kalan özet beyan eksikliklerinin nereden kaynaklandığının ispatı beyan sahibinden istenmiştir.Oysa kanun, yönetmelik, tebliğ ve ilgili mevzuat çerçevesinde bakıldığında görülecektir ki özet beyan eksiklik veya fazlalıklarından sorumlu olan özet beyanı verendir; özet beyana göre rejim beyanında bulunan değildir.
11- Gümrük Yönetmeliğinin Ceza takdirinde göz önünde bulundurulacak hususlar başlıklı 730.maddesini ikinci paragrafında aynen “Miktar noksanlık ve fazlalıklarına ilişkin para cezalarının takdirinde eşyanın tabiatından veya hava etkilerinde doğan farklar yükümlünün lehine olarak dikkate alınır” denilmektedir. Diğer taraftan, gümrük yönetmeliğin 69.maddesinin son paragrafında da, özet beyan eksiklik veya fazlalığının eşyanın tabiatı icabı 14 no.lu ekindeki oranlarda olduğunun anlaşılması halinde özet beyan eksiklik veya fazlalık takibatı yapılmayarak işlemlerin gümrük idaresince tespit edilen miktar üzerinden yapılacağı ve ceza uygulanmayacağı belirtilmiştir. Dolayısı ile dökme eşyada % 3’ü geçmeyen ve takibata konu olmayan eşyanın işlemleri de yine aynı şekilde gümrük idaresince tespit edilen miktar üzerinden yapılması ve ceza uygulanmaması kanuni bir zorunluluktur.
12- Türk Parası Kıymetini Koruma hakkında 32 sayılı karar İle Başbakanlık Hazine Ve Dış ticaret Müsteşarlığı’nın 91-32/5 Tebliğine ilişkin Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Genelgesi’nin (Sayı 1-M) İthalata ilişkin hükümler başlıklı 13.maddesinde aynen “İthalat bedelleri, uluslar arası kurallar, bankacılık temayüllerine ve satış akdinin hükümlerine göre ödenir.” Denilmektedir. Çok açıktır ki, bu tarz eşyaların bedelleri tahliyeden sonra Gümrük İdaresinin de taraf olduğu bir ölçüm veya tartı neticesinde yapılmaktadır ve bulunan değerler üzerinden ithalat bedelleri ödenmektedir. Yani satıcıya fiilen ödenen veya da ödenecek nihai fiyat söz konusu bu ölçümlerden sonra satış akdinin hükümlerine göre kesinlik kazanır.
Sonuç olarak; bu tarz eşyaların ithalatında; %3’ü aşan bir eksiklik veya fazlalık var ise Gümrük Yönetmeliğinin 733. maddesine istinaden özet beyan veren nezdinde takibata geçilmeli ve takibat neticesine göre yada takibat neticesi beklenmeden beyan sahibince işlem yapılmak istenmesi durumunda ise 2002/28 sayılı genelge hükümlerine göre işlem tesis edilmelidir. %3’ü geçmeyen bir fazlalık veya eksiklik söz konusu olduğunda ise fiilen bulunan miktarlar üzerinden işlemler sonuçlandırılmalıdır.
Haki DEMİRTAŞ
GÜMRÜK MÜŞAVİRİ